İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davasına Cevap; Kira sözleşmesi, kiracı ile kiralayan arasında yapılan ve kiracının kiralanan taşınmazı belirli bir süre ve ücret karşılığında kullanmayı taahhüt ettiği bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin tarafları arasında uyuşmazlık çıkması halinde, tahliye davası açılabilir. Tahliye davalarının en yaygın görülen türlerinden biri, ihtiyaç nedeniyle tahliye davasıdır. İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında, kiralayan, taşınmazın kendisine veya aile üyelerine ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle kiracının tahliyesini talep eder.
Sulh hukuk mahkemelerinde görülen tahliye davalarında, davalı kiracının, davacının ihtiyacını ispatlayamaması halinde tahliye davası reddedilir. Bununla birlikte, davalı kiracının, davacının ihtiyacını ispatlayabilmesi halinde, tahliye davasının kabulüne karar verilir.
Bu makalede, ihtiyaç nedeniyle tahliye davalarında cevap dilekçesi örneği ve bu konudaki hukuki düzenlemeler nelerdir ve cevap dilekçesinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir gibi konulara değinilecektir.
İlgili makale ; Tahliye Davası Dava Dilekçesi
Tahliye Davası Cevap Dilekçesi Örneği (İhtiyaç Nedeniyle, Kira Tespit)
7. SULH HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
ADANA
DAVALI :
VEKİLİ :Av. Nuh Naci ÖZKAN-Adres ANTETTEDİR
DAVACI :
VEKİLİ :Av
KONU : Mahkemenizin yukarıda esası yazılı dosyasının dava dilekçesine cevap ve itirazlarımızın sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Davacı tarafından ikame edilen davada özetle müvekkil, davalının davacıya ait taşınmazda kiracı sıfatıyla ikamet ettiği, davacının söz konusu daireye ihtiyacının olduğu belirtilmiş olup işbu nedenle müvekkil aleyhine ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açılmıştır.
Davacı tarafından tarafımıza yöneltilen dava usul ve yasaya aykırı olup işbu haksız davanın reddi gerekmektedir.
USULE İLİŞKİN BEYAN VE İTİRAZLARIMIZ
Tarafımıza yöneltilen işbu haksız davanın öncelikle usulden reddi gerekmektedir. Şöyle ki; TBK’nın 350. Maddesinde fesih koşulları düzenlenmiştir.
1-MADDE 350- Kiraya veren, kira sözleşmesini;
1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.
Müvekkil ile davacı taraf arasında akdedilen kira sözleşmesinin 20.03.2023 tarihli olduğu gözetildiğinde, her ihtimalde fesih dönemi sonundan itibaren 1 ay içinde açılması gereken işbu davanın süresinde açılmadığı görülmektedir. Kiraya verenin fesih dönemi sonu itibariyle bir ay içinde açmadığı tahliye davasının usulden reddedilmesi gerekmektedir. Kanun koyucu, söz konusu düzenleme ile tahliye davası ikame edilme süresini 1 ay olarak sınırlamıştır. Bu bağlamda dava açma süresinin kaçırılmış olması sebebi ile işbu haksız davanın öncelikle usulden reddi gerekmektedir.
İhtiyaç nedeniyle tahliye ihtarnamesi, yasal sürelere uyulmaksızın gönderilmiştir. Her ne kadar süreler ohal kapsamında durmuş olsa da noter ve adliyeler açık olup bu süreçte yasal süre içerisinde ihtarname çekmesi gerekirdi.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, konut ve çatılı işyeri kiraları TBK’nın 347. Maddesindeki hüküm uyarınca, konut ve çatılı işyeri kiralarının zımni olarak on yıllık uzama süresi bulunmakta olup kiraya veren ancak on yıllık uzama süresi sonunda uzama yılının bitiminden en az üç ay önce yazılı olarak bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi feshedebilmektedir. Bir diğer deyişle, kiraya veren ancak kira sözleşmesinin süresinin bitiminden itibaren on yıl geçtikten sonra genel hükümlere göre fesih bildiriminde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirebilmektedir.
2- Huzurunuzdaki taşınmazın tahliyesi davasına ilişkin önem arz eden bir başka husus ise işbu davanın nisbi harca tabi olduğudur. Nitekim, Sayın Mahkemenizce de davacı tarafa 1 yıllık kira bedelini bildirmek ve bu bedel üzerinden eksik harcı ikmal etmek üzere süre verilmiştir. Söz konusu süre içerisinde eksik harç ikmal edilmediğinden bahisle işbu davanın usulü hükümlere uygun olmadığı açıktır. GEREK YARGITAY KARALARI GEREKSE DE KANUNUN AÇIK HÜKÜMLERİ DOĞRULTUSUNDA HUZURUNUZDA İKAM EDİLMİŞ VE NİSBİ HARCA TABİ OLAN İŞBU DAVANIN USULDEN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ KANAATİNDEYİZ. Bu itibarla esasa girmeden evvel usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
T.C. Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2015/7088 E. ve 2015/9126 K. sayılı kararında, tahliye davalarında Harçlar Kanun’unun 17. maddesinde tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli üzerinden harç alınması gerektiğine hükmetmiştir.
ESASA İLİŞKİN BEYAN VE İTİRAZLARIMIZ
- 1-Bilindiği üzere Adana ilinde kira fiyatları son yıllarda artmış olup ev sahipleri çeşitli gerekçelerle taşınmazların tahliyesi yoluna gitmeye başlamıştır. Bu çabanın esas gerekçesi daha yüksek kira geliri elde etmek olup, kötü niyetle “ihtiyaç nedeniyle tahliye” kurumu kullanılmaktadır. Davacı taraf davaya konu taşınmazı kötüniyetle tahliye ettirmek maksadı ile, TBK 350. Maddesini gerekçe göstererek huzurdaki davayı tarafımıza yöneltmiştir.
Davacı, konut ihtiyacının bulunmuş olduğunu ileri sürmüşse de, işbu iddia gerçeği yansıtmamakta olup, davacının ve eşinin başkaca gayrimenkulleri bulunmaktadır. Davacı ve eşinin, başkaca gayrimenkulleri olduğu halde ihtiyacı sebebiyle müvekkilimizin tahliyesini talep etmesi hukuka ve kanuna açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Zira, Adana sınırları içerisinde, başka bir taşınmazın varlığı halinde söz konusu dava hükümsüz kalacaktır. Bu yüzden, davacının gerçekten konut ihtiyacının bulunup bulunmadığının tespitinin de yapılabilmesi için kendisinin, eşinin, altsoyunun ve üstsoyunun TAPU KAYITLARININ celbini talep ederiz.
- 2- Davacının tarafımıza gönderdiği ihtiyaç sebebiyle tahliyeye ilişkin ihtarnamede tam olarak ihtiyaç sebebinin ne olduğu taşınmazda kimlerin oturacağı ile ilgili samimi beyanda bulunulmamıştır. TAŞINMAZIN DEPREM SEBEBİYLE EVLERİNDE OLUŞAN AĞIR HASAR GEREKÇE GÖSTERİLEREK TAHLİYE TALEP EDİLMİŞTİR.
Her ne kadar ihtarnamede davacı ın anne- babasının oturacağını beyan etseler de davacının anne babası bildiğimiz üzere MERSİN ilinde yaşamaktadır. Bu sebeple nüfus müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının anne ve babasının ikametinin istenmesini, davacının ve anne- babasının çevre ve şehircilik bakanlığına da müzekkere yazılarak ikamet ettikleri evin Hasar Tespit raporlarının celbini talep ediyoruz.
Sulh hukuk mahkemelerinde, bu tür uyuşmazlıkların arttığı bilinen bir vakadır. Mahkemelerin kötü niyeti korumayacağı kabulü ile, huzurdaki davanın da reddi gerekmektedir.
- 3-Huzurdaki davanın ihtiyaç nedeniyle ikame edilmediği, yukarıdaki yer verdiğimiz bilgi ve belgelerle ortaya çıkacaktır. birden fazla geliri ve kazanç kaynağı bulunmaktadır. Kiracının, eşinin, aile üyelerinin tapu kayıtları, SGK kayıtları, taşınır kayıtları ilgili kurumlardan talep edilmeli ve gerekli sorgulamalar sayın mahkemenizce yapılmalıdır. İsterlerse başka yerden yeni bir taşınmaz yada kiralık ev tutabilecek gelir seviyesine sahiplerdir. Hal böyle iken mevcut durum ihtiyaç sebebiyle tahliye isteminin kanunda öngörülen ”gerçek ve samimi” olması kıstasından çok uzaktadır.
- 4-Davalı müvekkilim yaklaşık 4 aydır davacının ,davacının eşi ve emlakçılar tarafından kiralananı tahliye için baskı altına alınmıştır. Bu süreçte DAVACININ EŞİ kira sözleşmesinin tarafı olmadığı halde davacının sunduğu yazışmalardan da anlaşılacağı üzere müvekkilim ile adeta dalga geçer gibi DEPREMDEN SONRA CİDDİ HASAR GÖREN SEMTLERDEN SARIÇAM’DA KİRALIK DAİRE İLANLARI ATARAK taşınmazı boşaltması konusunda sürekli baskı kurmuş, davalının psikolojisini bozmuş kiraladığı evde huzurla oturamaz hale gelmiştir.
5-Müvekkilim ile davacı arasında adresinde bulunan taşınmazla ilgili 20/03/2022 başlangıç tarihli ve yıllık 35.000 TL ödenecek şeklinde ekte sunmuş olduğumuz yazılı kira akdi yapılmıştır. Müvekkilim yeni yıl geldiğinde taraflar sözleşmede kararlaştırılan artırım oranı yüzde on olmasına rağmen müvekkilim iyi niyetli davranarak yüzde 25 artış yaparak yeni döneme ait kirayı 16/03/2023 tarihinde mülk sahibine ait Vakıf Bankası nezdinde bulunan TR numaralı hesabına göndermiş ancak karşı taraf bir gün sonra müvekkilin hesabına parayı geri göndermiştir. Müvekkilim tekrardan 20/03/2022 tarihinde bir yıllık kira bedelini mülk sahibine göndermiş ancak mülk sahibi aynı gün parayı iade olarak geri göndermiştir.
Bu sebeple Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesi D. İş sayılı tevdi mahalli davası açılarak davacının hesabına yeni yılın kira ödemesi gönderilmiştir.
6- Müvekkil bu durumu karşı tarafa sorduğunda, FAHİŞ KİRA ARTIŞI TALEP ETTİĞİNİ eğer bunu karşılamayacak ise taşınmazı derhal boşaltması gerektiğini yoksa taşınmazı satacağını bu yüzden ödemeyi iade ettiğini beyan etmiştir. Davaya konu taşınmazı MÜVEKKİLİMİ YILDIRMAK VE TAHLİYEYE ZORLAMAK ADINA SATIŞA ÇIKARMIŞTIR.
SÖZ KONUSU TAŞINMAZI İHTİYAÇ SEBEBİYLE TAHLİYE ETMEMİZİ İSTEYİP AYNI ZAMANDA DA TAŞINMAZI SATIŞA ÇIKARMASI, ASLINDA GERÇEK İRADESİNİN TAŞINMAZA İHTİYAÇTAN ÇOK TARAFIMIZCA BOŞALTTIRARAK DAHA YÜKSEK KİRAYA VERMEK OLDUĞU AŞİKARDIR. Taşınmaz ilanlarını ekte sunuyoruz.
Davacı, yeni kira bedelini aldıktan sonra taşınmazı satışa çıkarmıştır. Bu süreçte davalının kadın olması sebebiyle yaklaşık 8-10 ayrı emlakçıyla anlaşarak müvekkilimi her gün yeni bir emlakçı ile muhatap etmiş evi boşaltması için yasal ve etik olmayan tüm yollara başvurmuştur. Ayrıca davalı müvekkilimin iş yerine gelerek iş yeri sahipleriyle davalının evden çıkması yönünde konuşmaya gelmiştir.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi davacı Elektrik ve su aboneliklerini kapatarak adeta ölüme terk etmeye çalışmıştır. Bu konuda TCK 123. Madde gereğince Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçundan savcılık şikayetimiz mevcut dosya derdest durumdadır. Davacı şüpheli sıfatıyla verdiği kolluk ifadesinde”muhtemel zarara uğramamak için kapattırdım.” diyerek işlediği suçtan kurtulmaya çalışmıştır. Bu hususta kira sözleşmesinin başlangıç ve bitiş tarihi 20/03/2022-20/03/2023 tarihleri arasında Enerjisa ve Askiye müzekkere yazılarak ödenmemiş bir fatura olup olmadığının sorulmasını talep ediyoruz.
Tanığımız davaya konu taşınmazda site yöneticiliği yapmakta, davacının tam ve ağır kusurlu olduğuna ve iddialara dair bilgi ver görgü sahibidir.
Yukarıda izah edildiği üzere işbu davada şartları oluşmamış olmasına rağmen TBK 350. maddesi dayanak yapılarak tarafımıza yöneltilen haksız ve kötüniyetli tahliye davasının öncelikle usule ilişkin itirazlarımız incelenerek usulden reddine, usul itirazlarımızın reddi halinde ise işbu haksız davanın esastan REDDİNE karar verilmesini talep ederiz.
HUKUKİ NEDENLER: Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun, Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri.
HUKUKİ DELİLLER:Kira Sözleşmesi, Tapu Kayıtları, Noter Kayıtları, SGK Kayıtları, Mesaj Görüntüleri, Yargıtay Kararları, Tanık, Keşif, Bilirkişi İncelemesi. ve sair ilgili her türlü delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen ve resen gözetilecek nedenler ile usul ve yasaya aykırı olarak ikame edilen haksız davanın öncelikle usule ilişkin itirazlarımız değerlendirilerek usulden REDDİNE, usule ilişkin itirazlarımızın reddi halinde işbu haksız davanın esastan REDDİ ile yargılama giderlerinin ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 10/05/2023
Davalı Vekili
Av Nuh Naci ÖZKAN
¸