Boşanma davalarında ziynet eşyaları, çoğu zaman kişisel ve duygusal değer taşıyan eşyaları kapsar. Hukuki açıdan, ziynet eşyaları genellikle evlilik boyunca eşlerin birbirlerine hediye ettiği veya ortaklaşa satın aldığı mücevherler, takılar, süs eşyaları gibi değerli eşyaları ifade eder. Boşanma davası sırasında bu eşyaların paylaşımı konusu önem taşır ve mahkemeler genellikle bu konuda adil bir çözüm bulmaya çalışırlar.
Türkiye’de ziynet eşyaları, TMK (Türk Medeni Kanunu) ve ilgili yasal düzenlemelerde belirtilen kurallar çerçevesinde değerlendirilir. Her boşanma davası farklı olabileceği için, ziynet eşyalarının paylaşımı ve haklarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bir hukuk danışmanından destek almak önemlidir.

Boşanma Davalarında Ziynet Eşyaları
Ziynet eşyası kavramı altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış insanlar tarafından süs eşyası olarak takılmaktadır. Boşanma davaları gündeme geldiğinde taraflar arasında ziynet eşyalarının akıbeti konusu en sık gündeme gelen konulardan biridir.
Uygulamaya bakıldığında hangi eşyaların ziynet eşyası olarak değerlendirildikleri, boşanma veya ölüm halinde kime ait olacağı evlilik birliği devam ederken ziynet eşyalarının harcanması halinde neler olacağı konusunu Özkan Hukuk Bürosu olarak yargıtay kararları ışığında inceleyeceğiz.
Boşanırken Altınlar Kimde Kalır?
Boşanma sürecinde altınların kimin üzerinde kalacağı konusu, Türkiye’deki yasal düzenlemelere göre belirlenir. Ziynet eşyaları (altınlar) genellikle kadına ait olarak kabul edilir, ancak her durumun kendine özgü koşulları vardır ve mahkemeler duruma göre farklı kararlar verebilir.
Evlilik süresince taraflarca edinilen altınlar, genellikle kadına ait kabul edilir. Kadının düğün takıları, takı merasimlerinde takılan altınlar gibi ziynet eşyaları kadının kişisel malı sayılır. Altınların kime ait olduğunu belirlemek için düğünde veya özel günlerde takılan altınların kime takıldığı, kimin tarafından verildiği gibi hususlar incelenir. Bu konuda tanık beyanları ve belgeler önemli rol oynar. Eğer taraflar arasında altınların paylaşımı konusunda bir anlaşmazlık varsa, mahkeme delilleri değerlendirir ve adil bir karar verir. Genellikle, düğün sırasında takılan altınların kadına ait olduğu yönünde karar verilir. Boşanma sürecinde altınlar taraflardan birinin yanında kalabilir. Ancak boşanma davası sonuçlanana kadar altınların güvenli bir şekilde muhafaza edilmesi önemlidir. Taraflar arasında yapılan anlaşmalı boşanmalarda, altınların nasıl paylaşılacağı konusunda taraflar kendi aralarında anlaşabilir ve bu anlaşma mahkemeye sunulabilir.
Boşanma Durumunda Düğünde Takılanlar Kime Aittir?
Aslında mevzuatta düğün takılarının hangi tarafa ait olacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Fakat hukuk sistemimiz ve uygulamaya baktığımızda kadına yada erkeğe takılan gibi bir ayrım gözetmeden takılan tüm takılar ve paraların kadına bağışlanmış sayılacağı yönünde hüküm kurulmaktadır. Ancak bu kuralında bazı istisnaları vardır. Bunların neler olacağına gelirsek ziynet eşyalarına ilişkin genel kuralın aksi bir yönde yöresel örf ve adetlerin varlığı halinde yada tarafların bu konuda açıkça bir anlaşması bulunduğu halde düğün takılarının kimde kalacağı konusu değişiklik göstermektedir.
Ziynet Eşyalarının İadesi Davası (Düğün Takıları)
Boşanma Davalarında Ziynet Eşyaları konusu tarafımıza sıkça sorulmaktadır. Ziynet eşyalarının iadesi davası, boşanma sürecinde ya da sonrasında taraflardan birinin, kendisine ait ziynet eşyalarının diğer tarafça geri verilmediğini iddia etmesi durumunda açılan bir davadır. Bu tür davalar genellikle kadınların, evlilik süresince kendilerine ait olan takılarının, altınlarının veya mücevherlerinin iadesini talep etmeleri üzerine açılır. Ziynet eşyaları, evlilik süresince kadına hediye edilen, düğün sırasında takılan veya kadının şahsi mülkiyetinde olan takıları kapsar. Türk Medeni Kanunu ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde ziynet eşyalarının kadına ait olduğu kabul edilir.
Boşanma davasının sonuçlanmasının ardından belirli bir süre içerisinde (genellikle 1 yıl) ziynet eşyalarının iadesi davası açılabilir. Davacı, ziynet eşyalarının kendisine ait olduğunu ve diğer tarafın bu eşyaları iade etmediğini belirterek bir dava dilekçesi hazırlar ve mahkemeye sunar. Dava, Aile Mahkemesi’ne başvurularak açılır. Aile Mahkemesi’nin olmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir.
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) Davası
Davacı, ziynet eşyalarının kendisine ait olduğunu kanıtlamak için düğün fotoğrafları, video kayıtları, tanık beyanları gibi delilleri sunar. Düğün sırasında veya diğer özel günlerde takılan ziynet eşyalarının kim tarafından verildiği ve kime ait olduğu konusunda tanıkların beyanları önemlidir. Mahkeme, sunulan delilleri ve tanık beyanlarını değerlendirerek ziynet eşyalarının kime ait olduğuna karar verir. Mahkeme, ziynet eşyalarının iadesine karar verirse, bu karar icra yoluyla yerine getirilir. Karşı taraf, mahkeme kararına uymadığı takdirde icra takibi başlatılabilir. Ziynet eşyalarının güvenli bir şekilde muhafaza edilmesi ve taraflar arasında adil bir paylaşımın sağlanması önemlidir. Bu tür davalarda hukuki süreç karmaşık olabilir, bu nedenle bir avukattan profesyonel destek almak yararlı olacaktır.
Ziynet eşyalarının iadesi davası, maddi değeri yüksek ve duygusal önemi büyük olan eşyaların korunması açısından önemlidir. Mahkemeler, adil bir karar vermek için tüm delilleri ve beyanları titizlikle değerlendirir.
Düğünde Takılan Takılar Ziynet Eşyaları Kimin Hakkıdır
Boşanma Davalarında Ziynet Eşyaları veya Düğünde Takılan Takılar Ziynet Eşyaları Kimin Hakkıdır soruları Özkan Hukuk olarak tarafımıza sıkça sorulmaktadır. Düğünde takılan takılar, ziynet eşyaları olarak değerlendirilir ve kimin hakkı olduğu konusunda çeşitli hukuki görüşler ve yargı kararları mevcuttur. Düğünde takılan ziynet eşyaları, genel olarak kadının kişisel malı olarak kabul edilir. Bu takılar arasında altın bilezikler, kolyeler, küpeler ve diğer mücevherler bulunur. Erkeklere takılan altın veya ziynet eşyaları ise kural olarak erkeğe ait kabul edilir. Ancak, bu tür takılar genellikle az sayıda olup çoğunlukla kadına takılan ziynet eşyaları daha fazla olur. Takıların kime ait olduğunu belirlemek için ispat yükümlülüğü önemlidir. Taraflar, düğünde takılan takıların kime ait olduğunu ispatlamak durumundadır. Bu konuda düğün fotoğrafları, video kayıtları ve tanık beyanları delil olarak kullanılabilir.
Yargıtay’ın birçok kararında, düğünde takılan ziynet eşyalarının kadına ait olduğu yönünde hükümler verilmiştir. Yargıtay, düğünde takılan ziynet eşyalarının, kadının kişisel malı olduğu ve boşanma durumunda kadına iade edilmesi gerektiği görüşünü benimsemiştir. Mahkemeler, taraflar arasında adil bir paylaşım sağlamak amacıyla tüm delilleri değerlendirir. Takıların kimin tarafından ve hangi amaçla takıldığı, tarafların beyanları ve tanık ifadeleri dikkate alınır.
Taraflar Arasında Anlaşma Bulunması ile Yerel Örf ve Adetler
Boşanma Davalarında Ziynet Eşyaları Taraflar Arasında Anlaşma Bulunması ile Yerel Örf ve Adetler konusunda sürekli sorularla karşılaşmaktayız.
Taraflar arasında düğün sırasında takılan takıların paylaşımı konusunda ortak bir anlaşma varsa, bu anlaşma da mahkeme tarafından dikkate alınabilir. Evlilik birliği süresince takıların satılması veya bozdurulması durumunda, bu takıların bedelinin nasıl kullanıldığı ve kimin faydalandığı da önemlidir. Bu tür durumlar, boşanma davasında dikkate alınabilir. Düğünde takılan takıların kimin hakkı olduğu konusunda genel olarak kadının kişisel malı olarak kabul edilse de, her davanın kendine özgü koşulları ve delilleri değerlendirildiğinde farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, düğün takılarının paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlıklarda hukuki danışmanlık almak ve somut delillerle mahkemeye başvurmak önemlidir. Avukatlar, bu süreçte taraflara doğru yönlendirme yaparak haklarının korunmasını sağlayabilir.
Düğün Takılarının Boşanma Davası ile Birlikte Talep Edilmesi
Bu aşamada düğün takılarına ilişkin taleplerin boşanma davasını açarken aynı dilekçenin içinde talep etmek mümkündür. Ancak boşanma dava dilekçesiyle birlikte bu dava açıldığında ziynet eşyalarına ilişkin dava ile boşanma davası ayrı bir dava olarak değerlendirilir ve 2 dava içinde ayrıca harç ve masraf ödenmesi gerekir.
Düğün takılarına ilişkin taleplerde boşanma davası ile birlikte açıldığında usul ekonomisi ve yargılama süreçleri açısından tarafların menfaatine bir durum olacaktır. Boşanma davası için çağırılan tanıklara düğün takılarına ilişkin sorular da yöneltilerek diğer davada delil olarak kullanılabilir.
Düğün Takılarının Ayrı Bir Dava ile Talep Edilmesi
Boşanma Davalarında Ziynet Eşyaları ve Düğün Takılarının Ayrı Bir Dava ile Talep Edilmesi konusu tarafımıza sıkça sorulmaktadır. Düğün takıları ile boşanma davasının ayrı olarak talep edilebilmesi için boşanma davası açıldıktan sonra ayrı olarak düğünde takılan ziynet eşyalarının ve paranın malvarlığı değerine ilişkin olarak bir dava dilekçesi hazırlanarak yetkili mahkemeye sunulabilir.
Boşanma davasında karar verildikten ve kesinleştikten sonra kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açılabilir.
Sonuç olarak boşanma dava dilekçesinde düğün takılarına ilişkin talepte bulunulmamış olsa da bir hak kaybı yaşanması söz konusu değildir.
Düğün Takıları Davasında İspat ve Deliller
Ziynet eşyalarının hangi eşte bulunduğu, düğünde toplam olarak ne kadar takıların takıldığı ziynet eşyalarının bozdurulup bozdurulmadığı veya bozdurulduysa nereye harcandığı gibi hususlar her türlü hukuka uygun delillerle ispatlanabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 190/1. Maddesine Göre:
“İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
Ziynet Eşyalarının Bedelinin Hesaplanması
Ziynet eşyalarının bedelinin hesaplanması, boşanma davalarında önemli bir konudur. Bu süreçte dikkate alınması gereken çeşitli faktörler ve adımlar vardır. İlk adım, ziynet eşyalarının tam olarak tespit edilmesidir. Hangi ziynet eşyalarının bulunduğu, her birinin özellikleri (ağırlığı, ayarı, türü) belirlenir. Düğün fotoğrafları, video kayıtları, tanık beyanları gibi deliller kullanılarak hangi ziynet eşyalarının mevcut olduğu ispatlanır.
Ziynet eşyalarının değerinin doğru bir şekilde belirlenmesi için bir kuyumcu veya değerleme uzmanından görüş alınabilir. Bu uzmanlar, ziynet eşyalarının ağırlığı, ayarı ve güncel piyasa değeri üzerinden bir değer biçerler. Ziynet eşyalarının güncel piyasa değerinin belirlenmesi önemlidir.
Altının güncel gram fiyatı, değerleme yapılırken dikkate alınır. Altının güncel piyasa fiyatı, ziynet eşyalarının değerinin hesaplanmasında temel faktördür. Bu fiyat, genellikle kuyumcular odası veya borsalar tarafından belirlenir. Ziynet eşyalarının ayarı, yani saf altın oranı da değeri etkiler. Örneğin, 22 ayar altın ile 14 ayar altın arasında değer farkı vardır. Ziynet eşyalarının toplam ağırlığı da hesaplamada önemli bir faktördür. Değerleme uzmanının hazırladığı rapor, ziynet eşyalarının toplam değerini belirler.
Bu rapor, mahkemeye delil olarak sunulabilir. Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri ve uzman raporunu değerlendirerek ziynet eşyalarının bedelini belirler. Mahkeme, ziynet eşyalarının bedelini tespit ettikten sonra, bu bedelin hangi tarafça ödeneceğine veya nasıl paylaşılacağına karar verir. Mahkeme kararının uygulanması sürecinde, belirlenen bedelin ödenmesi veya ziynet eşyalarının iade edilmesi sağlanır. Diyelim ki bir kadının boşanma davasında talep ettiği ziynet eşyaları arasında 50 gram 22 ayar altın bilezik, 20 gram 18 ayar altın kolye ve 10 gram 14 ayar altın küpe bulunmaktadır.
22 ayar altının gram fiyatı: 1600 TL
18 ayar altının gram fiyatı: 1300 TL
14 ayar altının gram fiyatı: 1000 TL
Bu durumda ziynet eşyalarının toplam değeri şöyle hesaplanır:
50 gram 22 ayar bilezik: 50 x 1600 TL = 80,000 TL
20 gram 18 ayar kolye: 20 x 1300 TL = 26,000 TL
10 gram 14 ayar küpe: 10 x 1000 TL = 10,000 TL
Toplam değer: 80,000 TL + 26,000 TL + 10,000 TL = 116,000 TL
Ziynet eşyalarının bedelinin hesaplanması, uzmanlık ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Doğru ve adil bir değerleme için uzman görüşü alınması ve mahkemeye sunulacak delillerin titizlikle hazırlanması önemlidir. Bu süreçte bir Adana boşanma avukatından profesyonel destek almak, haklarınızın korunması açısından yararlı olacaktır.