Adi Kefilin Banka Borca İtiraz; Adi kefil, borçlunun borcunu üstlenen kişidir. Adi kefil, borçlunun borcunu ödemediği takdirde, alacaklının borcun tamamı için kendisine başvurma hakkı vardır.
Adi kefilin borca itiraz hakkı, borcun varlığına, miktarına veya muacceliyetine ilişkindir. Adi kefil, borcun varlığına itiraz ederse, alacaklının borcu ispatlaması gerekir. Adi kefil, borcun miktarına itiraz ederse, alacaklının borcun gerçek miktarını ispatlaması gerekir. Adi kefil, borcun muacceliyetine itiraz ederse, alacaklının borcun muaccel olduğunu ispatlaması gerekir.
Adi kefilin borca itiraz dilekçesi, icra dairesine yazılı olarak yapılır. Dilekçede, kefilin kimlik bilgileri, borçlu ile olan ilişkisi, borca itiraz nedenleri ve itirazın dayanağı olan belgeler yer almalıdır.
Adi Kefilin Banka Borca İtiraz Dilekçesi Örneği
ADANA 3. İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NE
DOSYA NO : …………………… E.
İTİRAZ EDEN BORÇLU :
ALACAKLI :
VEKİLİ :
KONU : Borca İtirazlarımın Sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR :
1-İcra Takibine dayanak gösterilen Konut Kredisinde kefil sıfatı ile imzam bulunmaktadır. 4077 sayılı Kanunun 3. maddesinde 4822 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik ile “konut” kavramı, “mal” kavramına dahil edilmekle, “konut kredisi”, 10. maddede düzenlenen “tüketici kredisi” kapsamına alınmış olup , bu durumda müvekkilimin sorumluluğu da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenecektir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 13.03.2008 tarih ve 2007/1570 Es. 2008/3233 karar.
2-Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10\III c. 3 maddesine göre “Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.” Görüldüğü üzere tüketici kredilerindeki kefaletin adi kefalet olma zorunluluğu kanunun EMREDİCİ hükmüdür. Aksi kararlaştırılamaz. Yani tüketici kredisine kefaletin müteselsilen olduğuna dair anlaşma yapılsa bile bu anlaşma hükmü geçersiz kabil edilecektir. Bu durumda sözleşmede yer alan hükümler yasada düzenlenmiş bulunan hükümlere aykırı ise , BK 20/II maddesi gereğince kısmi butlan çerçevesinde kabul edilip konulan hükümler geçersiz kabul edilir. Tüketici kredisine kefaletin müteselsilen olduğuna dair kayıtlar geçersizdir. İskenderun 1 Asliye Hukuk Mahkemesi 27.04.2006 tarih ve 2005/2445 Es. 2005/100 karar sayılı kararı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 02.11.2006 tarih ve 2006/10529 Es. 2006/14288 karar sayılı onama kararı. Yargıtay Hukuk Genel kurulu 14.04.2004 tarih ve 2004\19-218 Esas 2004/221 karar sayıl kararı.
3-Alacaklı Banka, söz konusu sözleşmenin asıl borçlusu olan ……………… borcunu bankaya ödemeyince hesabı kat ederek hem asıl borçluya karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatmış hemde borcun tamamı için bana ve diğer kefil ………………….’ya karşı takip başlatmıştır. Oysa ki Asıl borçluya yönelik takip işlemleri tamamlanmadan kefil borçluya takibe girişilmesinin 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 10.maddesine aykırıdır.Tüketici hukukunda müteselsil kefalet kabul edilmemiş olup , 4077 sayılı yasanın 10\III. Maddesi hükmü uyarınca; alacaklı doğrudan kefile yönelemeyip , yönelebilmesi için öncelikle asıl borçluya başvurarak takibin semeresiz kalması zorunludur. (BKz. Prof. Dr. Yılmaz Aslan Tüketici Hukuku,3. baskı Bursa 2006,s.377 ) Alacaklı her ne kadar asıl borçlu hakkında takibe geçmiş ise de bu borçlu hakkındaki takip devam etmekte ve alacağın tahsilini engelleyen hukuki ve maddi bir sebep de bulunmamaktadır.Dolayısıyla kefile yönelme koşulları gerçekleşmemiştir. Ankara 6. Tüketici Mahkemesi 14.06.2007 tarih ve 170-554 sayılı kararı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2008/3504 Esas 2008/6230 karar nolu Yargıtay İlamı.
4-Alacaklının borçlunun ödeme kabiliyeti bulunduğu halde borcun ifasının kefilden talep edilememesi , asıl borçlunun borcu ödeme olanağının bulunmadığının bir aciz vesikası ile belgelenmediği sürece kefil aleyhine icra takibi yapılamaması gerekir.Kaldı ki burada asıl borçluya karşı yapılan İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiple alacaklı bankanın alacağını tahsil etmesi garanti olup , ipoteğin alacağa yetmeyeceğine ilişkin bir maddi olgu da mevcut değildir.
5- Adi kefaleti düzenleyen B.K. nın 486. maddesi uyarınca, alacaklı asıl borç için borçlu hakkında icra takibi yapması borçlunun borcunu ödemede aczi veya onun aleyhine yapılacak takiplerin çok masraflı ve zor olması ve yine kefaletin akdedilmesinden sonra başka memlekete nakletmiş ve Türkiye’de malları bulunmaması hallerinde adi kefile müracaat edilebilir. Alacaklının alacağı kefaletten evvel ya da aynı zamanda rehin ile temin olunmuş ise, adi kefalette kefil borcun önce rehinden paraya çevrilerek alınmasını talep edebilir.
6-Keza İcra ve İflas Kanunu madde 45’e göre “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak, rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse, alacaklı, kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. İİK 45 maddesine göre alacaklı ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmak zorundadır. Bu husus emredici olarak düzenlenmiştir. Kanun gereği kefalet adi kefalet olarak mütalaa edildiğinden, icra takibi için aranan müteselsil kefalet şartı gerçekleşmemiştir.
NETİCE VE İSTEM : İzah ettiğimiz hususlar ışığında,
a) Takip dayanağı konut kredisi sözleşmesine konu konut kredisi; 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici kredisi kapsamında olup Tüketicinin Korunması hakkındaki Kanun hükümlerine tabi olduğundan,
a-1) Tüketici kredilerindeki kefaletin adi kefalet olma zorunluluğu ve Takip dayanağı konut kredisi sözleşmesinde yer alan “müteselsil kefil ve müşterek borçlu” ibaresi, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10\III c. 3 maddesine aykırılığı nedeniyle geçersiz olduğundan , alacaklının, asıl borçlu hakkında icra takibi yapması, borçlunun borcu ödemede aczi veya onun aleyhinde yapılacak takiplerin çok masraflı ve zor olması ve yine de kefaletin akdedilmesinden sonra başka memlekete nakletmiş ve Türkiye’de mallarının bulunmaması hallerinde tarafıma müracaat edebileceğinden,
a-2) Rehinle temin edilmiş alacakları düzenleyen İİK. 45. maddesine göre, alacaklı, önce rehni paraya çevirerek , alacağı karşılanmazsa kalan alacağını bana karşı takip edebileceğinden, asıl borçluya yönelik takip işlemleri tamamlanmadan müvekkilim kefil borçluya takibe girişilemeyeceğinden ,
ÖN DAVA (TARTIŞMA) DEFİ’İNDE VE REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ DEFİ’İNDE BULUNUYORUM. İşbu nedenle
BORCA İtirazımın kabul edilerek; takibin durdurulmasına karar verilmesini arz ederim.26.05.2019
Borçlu