Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği

Av.Naciozkan

Tutukluluğa itiraz dilekçesi, genellikle bir mahkemeye sunulan ve kişinin tutukluluğunu kaldırmak veya değiştirmek için yapılan resmi bir başvurudur.

Tutukluluğa itiraz dilekçesi hazırlarken dikkate almanız gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır. İşte adım adım bir tutukluluğa itiraz dilekçesi hazırlamanıza yardımcı olacak bir rehber:

Başlık ve Adres Bilgileri: Dilekçenizin en üst kısmına kendi adınızı, adresinizi ve iletişim bilgilerinizi yazın. Daha sonra dilekçenizi hangi mahkemeye sunduğunuzu belirtin.

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği
Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği 2

Konu Başlığı: “Tutukluluğa İtiraz” gibi net ve anlaşılır bir konu başlığı kullanın.

Hitap: Dilekçenizi hangi mahkemeye hitap ettiğinizi belirtin. Genellikle “Sayın Hakim” veya “Sayın Mahkeme Başkanı” gibi hitaplar kullanılır.

Giriş Paragrafı: Dilekçenin giriş bölümünde neden tutuklu olduğunuzu ve bu duruma neden itiraz ettiğinizi özetleyin. İddia edilen suçlamaları reddetme ve suçsuz olduğunuzu belirtme gibi temel noktaları vurgulayın.

İtiraz Nedenleri: Tutukluluğa itiraz etme sebeplerinizi ayrıntılı bir şekilde açıklayın. İddiaları destekleyecek delillerin eksikliği, kaçma veya delilleri yok etme gibi bir riskin bulunmaması gibi noktaları belirtin.

Kendi Durumunuzun Açıklaması: Tutukluluğunuzun aile yaşamı, iş durumu veya kişisel yaşamınız üzerindeki etkilerini açıklayın. Tutukluluk nedeniyle yaşadığınız mağduriyeti belirtin.

Talep: Dilekçenizin sonunda, tutukluluğunuzun derhal kaldırılmasını veya alternatif olarak kefaletle serbest bırakılmanızı talep edin.

İmza: Dilekçenizi imzalayarak ve tarihleyerek bitirin. Ayrıca dilekçenize ek olarak varsa kimlik veya diğer belgeleri ekleyin.

Avukatın Rolü: Eğer bir avukatınız varsa, dilekçenizi hazırlamanıza ve hukuki süreçte sizi temsil etmeye yardımcı olacaklardır.

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi

İlginizi Çekebilir; Adana Ceza Avukatı

8. AĞIR CEZA MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

GÖNDERİLMEK ÜZERE

7. AĞIR CEZA MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

ADANA

DOSYA NO                            : 

TUTUKLAMAYA İTİRAZ

EDEN SANIK                        : 

MÜDAFİİ                               : Av. NUH NACİ ÖZKAN

KONU                                   : 28.12.2023 tarihli celsede tutukluluk halinin devamına ilişkin verilen karara itirazdır.

AÇIKLAMALAR                 :

Müdafii bulunduğum sanık ………………. Adana ………………………tarihli duruşmasında verilen karar ile ‘………………………. atılı suçu işledikleri konusunda güçlü kanıtlar bulunması,suça öngörülen yaptırımlara göre açıkça kaçma şüphelerinin devam etmesi, delillerin değiştirilmesi ve karartılması veya yok edilmesi olasılığının görülmesi ve suçun CMK 100. Maddesinde sayılan eylemlerden olması ile bütün bunlara göre adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı dikkate alınarak sanıkların TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA karar verilmiştir.

            Verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin karar haksız ve hukuka aykırı olduğu için İTİRAZ ETME gereği hasıl olmuştur.

Şöyle ki, müvekkilim herhangi bir şekilde uyuşturucu madde satarken ya da satışına aracılık yaparken yakalanmamıştır. Müvekkil …………. gerek emniyette gerek sorguda gerekse duruşmada vermiş olduğu ifadesinde özetle, …………………………. beyan etmiştir.

        Nitekim, Veysel hariç diğer sanıkların beyanları da müvekkilin beyanlarını destekler niteliktedir.

        Verilen tutuklama kararı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu için İTİRAZ ETME zarureti hasıl olmuştur.

        Dava konusu olayın oluş ve neticesi birlikte değerlendirildiğinde , mevcut deliller nazara alındığında, müvekkilin altılı suçu işlediğine dair tutuklulanmasını ya da mahkumiyetini gerektirir vicdani kanaat oluşturabilecek yasal ve inandırıcı bir delil söz konusu değildir. Zira müvekkilim uyuşturucu madde satarken ya da satışına aracılık ederken yakalanmamıştır. Ayrıca tutuklama gerekçelerini tek tek değerlendirildiğinde uyuşturucu dosyalarının en temel delili olarak kabul edilen , müvekkil aleyhine;

  • Ne vücut izi raporu
  • Ne suç unsuru içeren tespit tutanağı
  • Ne fiziki takip tutanağı
  • Ne görüntülü kayıt
  • Ne uyuşturucu satışından elde edilmiş seri numaraları alınmış para

Ne uyuşturucu satışında kullanılan hassas terazi SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.

      Müvekkilim hakkında sadece soyut yan delillerle desteklenmeyen sanık ……………….. beyanı mevcuttur ki söz konusu beyan sanık ………………….. sırf etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için söylemiş olduğu iftira niteliğinde beyandır.

      Ayrıca müvekkilimin ……………… tarihinde mahkemeniz huzurunda sunmuş olduğu sanık ………….. ın cezaevinde müvekkilime yazmış olduğu notlar ve mektuplar da …………………. ın yalan beyanda bulunduğunu gösterir niteliktedir.O yazılan notlar incelemeye gittiğinde yazının sanık ……………………. a ait olduğu kesin bir şekilde çıkacaktır.

      Müvekkilim maddi durumu yetersiz olması,paraya ihtiyacı olması ve zor durumda olması sebebiyle,mahalleden tanıdığı arkadaşının iş teklifine sıcak bakmış Diyarbakır dan alınan tekstil malzemesinin İstanbul a götürülüp burada ilgili yerlere satılacağına inanmış ve bu şartlarda işi kabul etmiştir.Kendisinin de yargılamanın her aşamasında söylediği gibi EĞER UYUŞTURUCUDAN HABERİ OLSA İDİ MÜVEKKİLİM ASLA BÖYLE BİR İŞE KALKIŞMAYACAK İDİ.Hiçbir şekilde uyuşturucu maddeden haberi olmayan müvekkilimin uyuşturu ticareti yapma suçundan tutuklanması ve yargılamaya tutuklu halde devam etmesi oldukça haksız ve hukuka aykırı bir tedbirdir.

       Bununla birlikte müvekkilim KANSER HASTASI  olup , cezaevi şartlarının müvekkilimin sağlık durumunu olumsuz etkileyeceği,mağduriyetinin kat be kat artacağı ve ilerde telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı , bu sonuçların birinin de ÖLÜM olabileceği şüphesiz ortadadır.Müdafii bulunduğum şüphelinin sabit ikametgah sahibi oluşu, uyuşturucu maddelerden haberi olmayışı, hakkında verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin kararın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu görülecektir. Ceza Muhakemesi Hukuku’nda tutuklamanın en so başvuralacak tedbir olması tutuklama tedbiri ile ulaşılmak istenen gayeye ADLİ KONTROL tedbiri ile de ulaşılabilecek olması, müvekkilim hakkında diğer sanığın iftira niteliğindeki beyanı dışında hiçbir aleyhe delil bulunmamasına rağmen müvekkil hakkında tutukluluğa devamına karar verilmesi hak ve nesafet ilkeleri ile bağdaşmadığı gibi usul ve yasaya da aykırı olmuştur.

SONUÇ ve TALEP: Yukarıda izah etmeye çalıştığımız ve re’ sen göz önünde bulundurulacak  nedenlerle ;

  • Şüpheli hakkında verilen tutukluluk halinin devamı kararına İTİRAZLARIMIZIN KABULÜNE,  Hakkında sevk maddesinin lehe değişme ihtimali kuvvetle muhtemel olan müvekkilin cezaevinin olumsuz şartlarının telafisi imkansız sonuçlar doğuracağı KANSER HASTASI OLAN MÜVEKKİLİMİN  İLGİLİ ADLİ TIP KURUMUNA SEVKİNİN YAPILARAK SAĞLIK DURUMU HAKKINDA RAPOR ALDIRILARAK , daha fazla mağdur olmaması için uygun görülecek şekilde TAHLİYESİNE mahkemeniz aksi kanaatte ise ADLİ KONTROL altına alınarak serbest bırakılmalarına karar verilmesini saygı ile dilerim.04.01.2018

TUTUKLAMAYA İTİRAZ EDEN SANIK MÜDAFİİ

AV.NUH NACİ ÖZKAN 

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği

ADANA NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

Gönderilmek Üzere

9. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

ADANA                   

DOSYA NO          : 

SANIK                  :

MÜDAFİ              : Av. Nuh Naci ÖZKAN-ADRES ANTETEDİR

KONU                   : Tutuklama kararına itirazımız ile tahliye talebi içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR:

Sanık …………….. hakkında Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Cinsel Taciz suçundan Adana 9. Asliye Ceza Hakimliği tarafından hükümle birlikte tutuklama kararı verilmiştir.  Sanık Müvekkilim duruşmada  samimi beyanlarda bulunarak her türlü detayı anlatmıştır. Bu suçtan dolayı çok pişman olduğunu dile getirmiştir.

Eşdeyişle, somut olayda başka bir önlemle ya da güvenlik tedbiriyle (örneğin adli kontrolle) bir sonuca ulaşılabilmesi mümkünse tutuklamaya karar verilemeyecektir. TUTUKLAMA İSE BİR KORUMA TEDBİRİDİR; BİRER CEZA DEĞİLDİR. Alınan ceza ve hali hazırdaki koşullar göz önüne alındığında sanığın yatarı uzun süreli hapis değldir. Gerekçeli karardan sonra istinaf edeceğimiz üzere dosyanın istinaf aşaması göz önüne alındığında tutukluluk süresi çok uzun sürelere tekabül edecektir. Buda sanıkta ağır mağduriyetler yaşatacaktır. Ayrıca, tutuklama kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesindeki koşullarla Anayasa’nın 19/3 hükümleri de dikkate alınarak verilmelidir. Ceza Muhakemesinin sağlıklı işleyişi açısından bir koruma tedbiri olarak öngörülen Tutuklama en son seçenek olmalıdır.

Tutuklamanın sadece bir güvenlik tedbiri ve son çare olan bir güvenlik tebdiri olması göz önünde bulundurulduğunda, kaçma ve delilleri yok etme anlamında herhangi bir yola bavurmayan ve böyle bir şüphesi de bulunmayan şüphelinin tutuklama ile hürriyetinden yoksun bırakılması gerek T.C. Anayasasına gerekse de AİHS’ne açıkça aykırıdır. AİHM de içtihatlarında tutuklamanın en son önlem olarak uygulanması gerektiğinden bahsetmekte; başka bir önlemle tutuklamadan sağlanan yarar sağlanabilecekse, tutuklama yoluna gidilmemesi gerektiğini söylemektedir. 

CMK 109’daki adli kontrol kurumunun tutuklamaya göre öncelikle uygulanması gerekir. Tutuklama en son tedbirdir. 

Sayın mahkemeniz, öncelikle adli kontrolü uygulamadan tutuklamaya hükmetmemelidir. Müvekkilimin hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmadan, bu tedbirden yarar sağlanıp sağlanayacağı tespit edilmeden doğrudan tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

Sanığın kaçma şüphesi söz konusu değildir. Sanık daha önce yurtdışına çıkmamıştır. Pasasortu dahi yoktur. Dolayısıyla kendisinin kaçma şüphesi bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır.  Zira soruşturmanın bu evresinden sonra toplanılacak deliller şüphelinin ulaşamayacağı, etki edemeyeceği delillerdir. Ayrıca bu aşamadan sonra toplanılacak delillerin şüphelinin lehine olacağı da aşikardır. Kaçma ve delilleri yok etme şüphesi bulunmayan, adli kontrol hükümleri uyarınca serbest bırakıldığı takdirde tüm yükümlülükleri gereği gibi yerine getirecek olan, daha önce herhangi bir suça karışmayan şüphelinin tutuklu kalması aşırı bir tedbir olup, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına, mahkemeniz aksi kanaatte ise ADLİ KONTROL hükümleri uyarınca serbest bırakılmasına karar verilmesini isteme gereği hâsıl olmuştur.

Her ne kadar hüküm özetinde tutukluluğa ilişkin itiraz merci belirtilmediği için ağır ceza mahkemesine itiraz zorunluluğumuz hasıl olmuştur. 

İSTEM VE SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle ve Sayın Mahkemenizin re’sen takdir edeceği nedenlerle;

-Sanık hakkında verilen Tutuklamaya ilişkin kararın İTİRAZEN KALDIRILMASINA ve SANIĞIN SALIVERİLMESİNE,

-Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise CMK m.109 ve diğer hükümler gereğince tutuklama tedbirinin ADLİ KONTROLE çevrilmesini sanık müdafi olarak saygılarımla arz ve talep ederim. 31.04.2024

Sanık Müdafi

Av. Nuh Naci ÖZKAN

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Nereye Verilir

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi ve Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Nereye Verilir sorusu tarafımıza sıkça sorulmaktadır. Tutuklama kararına itirazı eğer sulh ceza hakimliği tarafından verilmiş ise asliye ceza mahkemesine itiraz yapılacaktır. Asliye ceza mahkemesine verilmiş ise ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesine verilmiş ise bir sonraki ağır ceza mahkemesine verilmek üzere hazırlanmalıdır. 

Anayasa Mahkemesine Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi

Anayasa mahkemesine de tutukluluğa itiraz dilekçesi vermek istediğiniz takdirde bu aşamada kararı veren mahkemeye itiraz hazırlamanız daha yerinde olacaktır. 

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Uyuşturucu

ADANA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’ NE

Gönderilmek üzere

ADANA 6. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE                                                                                       

OLAY NO      :

SORGU NO:  

ŞÜPHELİ          : 

MÜDAFİİ         : Av. Nuh Naci ÖZKAN

KONU             : Tutuklama kararına itirazımız ile tahliye talebi içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Şüpheli …………… hakkında, Uyuşturucu ve uyarıcı madde imalatı ve ticareti suçundan Adana 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklama kararı verilmiştir.
  1. Adana 6. Sulh Ceza Hakimliği’  nin  ……….. nolu sorgusu akabinde tutuklanan şüpheli hakkındaki tutuklama kararı ne yazık ki gerekçesiz olup AHİM’ in yerleşik içtihadlarına da aykırıdır. 

 Söz konusu husus CMK 101/1.sona açıkça aykırıdır. Zira bu hükme göre, tutuklama isteminde adli kontrol uygulamasının neden yetersiz kalacağı hukuki ve fiili nedenleriyle birlikte belirtilmelidir. CMK 109’daki koşullara uymamanın neden yetersiz kalacağı açıkça ve tüm hukuki gerekçeleriyle birlikte; ayrıca bu gerekçeleri de somut olgularla destekleyerek; olayın özelliğini de dikkate alınarak belirtilmesi gerekir. 

Bir tutuklamaya karar verebilmek için ‘’kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren SOMUT OLGULAR – DELİLLER  ve  bir TUTUKLAMA NEDENİ’’ bulunacaktır. Ayrıca, verilecek kararda ’’ÖLÇÜLÜLÜK’’ ilkesine uyulacaktır. Bu belirlenirken de işin öneminin, verilmesi beklenilen ceza ve güvenlik tedbiri ile ölçülü olması koşulu kesin olarak aranacaktır. Eşdeyişle, somut olayda başka bir önlemle ya da güvenlik tedbiriyle (örneğin adli kontrolle) bir sonuca ulaşılabilmesi mümkünse tutuklamaya karar verilemeyecektir. Tutuklama ise bir koruma tedbiridir; birer ceza değildir. Ayrıca, tutuklama kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesindeki koşullarla Anayasa’nın 19/3 hükümleri de dikkate alınarak verilmelidir. Ceza Muhakemesinin sağlıklı işleyişi açısından bir koruma tedbiri olarak öngörülen Tutuklama en son seçenek olmalıdır.

Şüpheli …………. olay günü babasıyla birlikte otogara doğru yol almışlar, ………..otogarda inecek ve babası da aracını tamire götürecekti. Yolda giderken bahse konu olan polisin dur ihtarını duymamış ve devam etmişlerdir. ………….. araçtan inip otogara doğru yürümüş babası da tekrar yola devam edeceği esnada polisler tarafından önü çevrilmiş ve tutuklanmıştır.

Müvekkilimin trafik kazası sebebiyle cezaevine girmesi ve psikolojisinin bozulması sebebiyle uyuşturucu madde kullanmaya başlamıştır. Kendisi ailesiyle birlikte Yenice’ye bağlı Yenice merkezden uzak bir yerde hayvancılıkla uğraşmaktadır. Dolayısıyla bulunduğu konumun şehre uzak olması ve her zaman hayvanları bırakıp gidemediği uyuşturucu maddeyi temin etmekte güçlük çektiği için biraz  daha fazla almak istemiştir. Yargıtay, 1.500 gr ile 1.700 grama kadar olan oranları “kişinin yıllık kullanımına eş değer” olarak kabul etmektedir. Buda şüphelinin üzerinde bulunan sınırın altındadır. Müvekkilim uyuşturucu kullandığını kabul etmektedir fakat asla Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yaşadığı yerde göz önüne alınırsa bu işi yapmak için hiçte mantıklı bir yer olmadığı görülecektir.

SONUÇ ve TALEP: Yukarıda izah etmeye çalıştığımız ve re’ sen göz önünde bulundurulacak  nedenlerle ;

  • Şüpheli hakkında verilen tutuklamaya ilişkin kararın  itirazen kaldırılmasına ve şüphelinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına,
  • Şüpheli hakkında tutuklama kararı veren Adana 6. Sulh Ceza Hakimliği  tarafından incelenmesine serbest bırakılma kararı verilmediği takdirde sayın mahkemeniz aksi kanaatte olursa itirazı değerlendirmek üzere dosyanın yetkili ve görevli Adana 1. Sulh Ceza Hakimliği ne gönderilmesine CMK 111/2. maddesi gereğince  karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.. 23.10.2023

Şüpheli Müdafii

Av. Nuh Naci ÖZKAN

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Ağır Ceza

ADANA 3. AĞIR CEZA BAŞKANLIĞINA

Gönderilmek üzere

ADANA 2. AĞIR CEZA BAŞKANLIĞINA                                                                                       

SORGU NO:  

ŞÜPHELİ          : 

MÜDAFİİ         : Av. Nuh Naci ÖZKAN

Adres                 : ANTETTEDİR

KONU             : Tutuklama kararına itirazımız ile tahliye talebi içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Şüpheli …….. hakkında kasten yaralama suçundan Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklama kararı verilmiştir.
  2. Şüpheli hakkında her ne kadar tutuklama kararı verilmiş olsa da savunmasında da belirttiği gibi …………….. soy adına sahip ve yanlı ifade vermişlerdir.
  3. Savcılık YAĞMA suçundan ifadesini alsa da nöbetçi Sulh Ceza Hakimli’ği KASTEN YARALAMA suçundan tutuklama kararı vermiştir. Müvekkilim …………….. tarafından kafasına tüfeğin dipçiğiyle vurulmak suretiyle yaralamıştır. Gerçekte  bu olayın şüphelisi değil mağdur sıfatındadır.
  4. ……………….. ifadesinde zorla evine girip evden 10 TL aldığını iddia etmektedir. Şüpheli karpuz satıcısı bir esnaftır. Tutuklandığında bile cebinde 500 TL para bulunmaktadır. Bunun dışında cebinde genelde 2000-3000 TL arası para olmaktadır. İddia edildiği gibi aynı zamanda akrabası da olan Fatma Ölker’i 10 TL için bunu yapması abesle iştigaldir.
  5. Mağdur ve şikayetçi beyanları çelişkilerle doludur. Şikayetçilerin hepsinin beyanları GÖRGÜDEN UZAK, TAMAMEN DUYUMA DAYALI  ifadelerdir. Bu nedenle itibar edilemez. Şüpheli hakkında bazı tanıklar uyuşturucu madde kullandığı ve 10 TL yi bu yüzden aldığını beyan etmiştir. Fakat müvekkilim hayatı boyunca ne uyuşturucu madde kullanmış ne de kullanılan bir ortamda bulunmuştur.
  6. Müvekkilim ikametgahı sabit ve kaçma şüphesi yoktur.Hali hazırda başka bir dosyadan dolayı denetimli serbestliği vardır ve haftada 3 gün imza atıp kamu yararına bir işte çalıştırılmaktadır. İmzalara bakıldığında şüphelinin günü günün gelip imzalarını attığı ve çalışmasını yaptığı görülecektir. Haftaya Bayram olması sebebiyle bayramı cezaevinde geçirmesi hem kendi hem ailesi açısından telafisi mümkün olmayan bir acıya sebebiyet verecektir. Bu sebeple gerekirse bir veya birden fazla adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasını sayın hakimliği’nizden talep ederim.
  1. Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği’  nin  2019/589 nolu sorgusu akabinde tutuklanan şüpheli hakkındaki tutuklama kararı ne yazık ki gerekçesiz olup AHİM’ in yerleşik içtihadlarına da aykırıdır. 

Söz konusu husus CMK 101/1.sona açıkça aykırıdır. Zira bu hükme göre, tutuklama isteminde adli kontrol uygulamasının neden yetersiz kalacağı hukuki ve fiili nedenleriyle birlikte belirtilmelidir. CMK 109’daki koşullara uymamanın neden yetersiz kalacağı açıkça ve tüm hukuki gerekçeleriyle birlikte; ayrıca bu gerekçeleri de somut olgularla destekleyerek; olayın özelliğini de dikkate alınarak belirtilmesi gerekir. 

Bir tutuklamaya karar verebilmek için ‘’kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren SOMUT OLGULAR – DELİLLER  ve  bir TUTUKLAMA NEDENİ’’ bulunacaktır. Ayrıca, verilecek kararda ’’ÖLÇÜLÜLÜK’’ ilkesine uyulacaktır. Bu belirlenirken de işin öneminin, verilmesi beklenilen ceza ve güvenlik tedbiri ile ölçülü olması koşulu kesin olarak aranacaktır. Eşdeyişle, somut olayda başka bir önlemle ya da güvenlik tedbiriyle (örneğin adli kontrolle) bir sonuca ulaşılabilmesi mümkünse tutuklamaya karar verilemeyecektir. Tutuklama ise bir koruma tedbiridir; birer ceza değildir. Ayrıca, tutuklama kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesindeki koşullarla Anayasa’nın 19/3 hükümleri de dikkate alınarak verilmelidir. Ceza Muhakemesinin sağlıklı işleyişi açısından bir koruma tedbiri olarak öngörülen Tutuklama en son seçenek olmalıdır.

SONUÇ ve TALEP: Yukarıda izah etmeye çalıştığımız ve re’ sen göz önünde bulundurulacak  nedenlerle ;

  • Şüpheli hakkında verilen tutuklamaya ilişkin kararın  itirazen kaldırılmasına ve şüphelinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına,
  • Şüpheli hakkında tutuklama kararı veren Adana 3. Sulh Ceza Hakimliği  tarafından incelenmesine serbest bırakılma kararı verilmediği takdirde sayın mahkemeniz aksi kanaatte olursa itirazı değerlendirmek üzere dosyanın yetkili ve görevli Adana 4. Sulh Ceza Hakimliği ne gönderilmesine CMK 111/2. maddesi gereğince  karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.. 30.05.2023

Şüpheli Müdafii

Av. Nuh Naci ÖZKAN

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Ne Zaman Sonuçlanır

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi nedir? Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Ne Zaman Sonuçlanır sorularını yanıtlamak için bu makalemizi hazırlama gereği duyduk. Normal şartlarda tutuklanan şüpheli yada sanık için 7 gün içinde tutukluluk kararına itiraz edilmesi gerekmektedir. Tutukluluk kararına itiraz ettikten sonra itiraz edilen merci bu itirazı 3 gün içinde inceleyerek karara bağlamak durumundadır. Ancak mahkeme ve savcılıkların iş yoğunluğu bu süreleri biraz daha uzamasına sebep olmaktadır. 

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Hırsızlık

21. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

ADANA                   

DOSYA NO          : 

SANIK                  : 

MÜDAFİ              : Av. Nuh Naci ÖZKAN-ADRES ANTETEDİR

KONU                   : Tutuklama kararına itirazımız ile tahliye talebi içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR:

Sanık ………… hakkında kasten hırsızlık suçundan Adana 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklama kararı verilmiştir. Daha sonrasında iddianame hazırlanarak hakkında ceza davası açılmıştır. Ancak SORUŞTURMA AŞAMASINDA MÜŞTEKİ ………………. TÜM ZARARININ KARŞILANDIĞINI VE ŞİKAYETTEN VAZGEÇTİĞİNİ İÇERİR ŞİKAYETTEN VAZGEÇME DİLEKÇESİ SUNMUŞTUR. Müvekkilim emniyete gelip kendisi teslim olmuş ve samimi beyanlarda bulunarak her türlü detayı anlatmıştır. Bu suçtan dolayı çok pişman olduğunu dile getirmiştir. 

Tüm bu hususlar göz önüne alındığında sanık kaçmak yerine ertesi gün teslim olmuş ve ifadesini vermiştir. Müştekide tüm zararının giderildiğini ve şikayetçi olmadığını içerir dilekçeyi savcılık dosyasına sunmuştur. Suçun cezası da düşünülerek Müvekkilim ikametgahı sabit ve kaçma şüphesi yoktur.

Eşdeyişle, somut olayda başka bir önlemle ya da güvenlik tedbiriyle (örneğin adli kontrolle) bir sonuca ulaşılabilmesi mümkünse tutuklamaya karar verilemeyecektir. Tutuklama ise bir koruma tedbiridir; birer ceza değildir. Ayrıca, tutuklama kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesindeki koşullarla Anayasa’nın 19/3 hükümleri de dikkate alınarak verilmelidir. Ceza Muhakemesinin sağlıklı işleyişi açısından bir koruma tedbiri olarak öngörülen Tutuklama en son seçenek olmalıdır.

Tutuklamanın sadece bir güvenlik tedbiri ve son çare olan bir güvenlik tebdiri olması göz önünde bulundurulduğunda, kaçma ve delilleri yok etme anlamında herhangi bir yola bavurmayan ve böyle bir şüphesi de bulunmayan şüphelinin tutuklama ile hürriyetinden yoksun bırakılması gerek T.C. Anayasasına gerekse de AİHS’ne açıkça aykırıdır. AİHM de içtihatlarında tutuklamanın en son önlem olarak uygulanması gerektiğinden bahsetmekte; başka bir önlemle tutuklamadan sağlanan yarar sağlanabilecekse, tutuklama yoluna gidilmemesi gerektiğini söylemektedir. 

CMK 109’daki adli kontrol kurumunun tutuklamaya göre öncelikle uygulanması gerekir. Tutuklama en son tedbirdir. Sulh Ceza Hâkimliği, öncelikle adli kontrolü uygulamadan tutuklamaya hükmetmemelidir. Müvekkilimin hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmadan, bu tedbirden yarar sağlanıp sağlanayacağı tespit edilmeden doğrudan tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

Sanığın kaçma şüphesi söz konusu değildir. Sanık daha önce yurtdışına çıkmamıştır. Pasasortu dahi yoktur. Dolayısıyla kendisinin kaçma şüphesi bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır. Yine şüphelinin delilleri karartma şüphesi de bulunmamaktadır. Zira soruşturmanın bu evresinden sonra toplanılacak deliller şüphelinin ulaşamayacağı, etki edemeyeceği delillerdir. Ayrıca bu aşamadan sonra toplanılacak delillerin şüphelinin lehine olacağı da aşikardır. Kaçma ve delilleri yok etme şüphesi bulunmayan, adli kontrol hükümleri uyarınca serbest bırakıldığı takdirde tüm yükümlülükleri gereği gibi yerine getirecek olan, daha önce herhangi bir suça karışmayan şüphelinin tutuklu kalması aşırı bir tedbir olup, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına, mahkemeniz aksi kanaatte ise ADLİ KONTROL hükümleri uyarınca serbest bırakılmasına karar verilmesini isteme gereği hâsıl olmuştur.

İSTEM VE SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle ve Sayın Hakimliğinizin re’sen takdir edeceği nedenlerle;

-Sanık hakkında verilen Tutuklamaya ilişkin kararın İTİRAZEN KALDIRILMASINA ve SANIĞIN SALIVERİLMESİNE,

-Sayın Hakimliği’niz aksi kanaatte ise CMK m.109 ve diğer hükümler gereğince tutuklama tedbirinin ADLİ KONTROLE çevrilmesini sanık müdafi olarak saygılarımla arz ve talep ederim. 07.06.2023

Sanık Müdafi

Av. Nuh Naci ÖZKAN

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Cevap Süresi

Tutukluluğa itiraz süresi tutuklanan kişinin daha uzun süre cezaevinde kalmaması için süresi içerisinde ve gerekçelere dayalı yapılması büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple tutukluluğa itiraz ve devam eden işlemlerde hak kaybına uğramamanız için alanında uzman bir ağır ceza avukatı ile birlikte çalışmanızda büyük fayda vardır.  Dilekçenizi hazırlarken net, açık ve düzgün bir dil kullanmaya özen gösterin. Ayrıca mahkeme formatına uygun olmasına da dikkat edin. Her durum farklı olduğundan, dilekçenizi kendi durumunuza uygun şekilde özelleştirmeniz önemlidir.

Yorum yapın

Hemen Ara