Boşanma davası, eşlerin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle, boşanmalarına karar verilmesini talep ettikleri bir dava türüdür. Boşanma davası, davacı eşin, dava dilekçesiyle mahkemeye başvurmasıyla başlar.
Boşanma davasına cevap dilekçesi, davalı eşin, davacı eşin iddialarına karşı savunmasını yaptığı dilekçedir. Cevap dilekçesinde, davalı eş, iddiaları kabul veya reddeder, kendi iddialarını ileri sürer ve davanın reddini talep eder.
Karşı dava, davalı eşin, davacı eşe karşı açtığı bir davadır. Karşı dava, boşanma davasıyla birlikte açılabilir veya boşanma davasından sonra açılabilir.
Boşanma cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi, davalı eşin, davacı eşin iddialarına ve karşı davasına karşı savunmasını yaptığı dilekçedir. Bu dilekçe, davalı eşin, davanın reddini talep etmesi için önemlidir.
Bu makalede, boşanma cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi nasıl yazılır, hangi bilgilere yer verilir ve dilekçe örneğine nasıl ulaşılır gibi konular ele alınacaktır.
Boşanma Cevaba Cevap ve Karşı Davaya Cevap Dilekçesi Örneği
1. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE
KONYA
DOSYA NO:
Cevaba ve Karşı Davaya Cevap Veren
Davacı-Karşı Davalı :
Vekilleri :Av. NUH NACİ ÖZKAN
Davalı-Karşı Davacı :
Vekili :
Konu : Cevaba ve Karşı Davaya Cevaplarımızın Sunulmasıdır.
Cevaba Cevaplarımız :Davalı mahkemeyi yanıltmaya matuf olmak üzere aslında kendisinde var olan bütün kusurları müvekkillimize atfetmeye ve gerçeklere aykırı beyanlarla müvekkilimize kusur izafe etmeye çalışmıştır.Şöyle ki;
1-Davalı-karşı davacı evliliğin ilk günlerinden başlamak üzere el üstünde tutulmuş, bir dediği iki edilmemiş ve dilediği gibi yaşamıştır. Dilediğinde çalışmış, dilediğinde işi terk etmiş ve dilediğinde ailesinin yanına gitmiştir. Bu konuda kendisine en ufak bir baskı yapılmadığı gibi müdahale dahi olmamıştır. Davalı-karşı davacının eşi ve ailesi tarafından baskı,hakaret ve aşağılamalara maruz kaldığı iddiası gerçeklerden uzak ve kusur yaratmaya matuftur. Ne müvekkilimiz ne de ailesinin aile terbiyesi ve ahlakı bu tür küfürleri etmeye müsait olmadığı gibi, davalı-karşı davacı müvekkilimizin ailesini evine kabul etmediği gidip gelmelerini istemediği ve kısa bir süre sonra da (5 ay) bağımsız bir konutta yaşadığı için zaten bunların gerçekleşmesi de mümkün değildir. MÜVEKKİL VE AİLESİ DAVALI KARŞI DAVACININ İDDİA ETTİĞİ GİBİ OLSAYDI MÜŞTEREK HANEYİ MAHKEME KARARI DA OLMAKSIZIN DAVALININ MÜŞTEREK HANEDEKİ TÜM EŞYALARI BOŞALTMASINA MÜSADE ETMEZ VE ONA YARDIMCI OLMAZLARDI.
Davalı-karşı davacı müvekkilimize karşı KONYA 2.Aile Mahkemesi Hakimliği nin……………… E. sayılı dosyasından iddia ettiği gibi eşin ısrarı ile değil ama KESİNLİKLE AİLESİNİN TELKİNLERİ VE DOSYAYA SUNMUŞ BULUNDUĞUMUZ ÇIKTILARDAN DA ANLAŞILACAĞI ÜZERE BAĞLI OLDUĞU TARİKATIN YÖNLENDİRMESİ İLE VAZGEÇMİŞ VE MAALESEF BU KONUDA DA BAĞIMSIZ VE SORUMLU BİR EŞ GİBİ DAVRANMAMIŞTIR. DAVALI-KARŞI DAVACININ KISA BİR SÜRE SONRA DA MÜŞTEREK AİLE KONUTUNU TERKETMESİ DE BUNUN İSPATIDIR.
2-Davalı ……………………………….. evlenmeden öce açıkken evlendikten ve müşterek çocuk olduktan sonra, psikolojik olarak dengesiz davranmaya, sıkılmaya ve kapanmaya başlamıştır. Diş teknikeri olduğu ve çalıştığı halde günah olduğu gerekçesi ve kendi rızası ile işinden ayrılmıştır. Sık sık müşterek haneyi terk ederek Adana’ya gitmeye başlamış ve müvekkilimize Adana’ya taşınma konusunda baskı yapmaya başlamıştır.
Müvekkilimiz bu durumların nedenini araştırdığında davalı eşin ve ailesinin tarikatlara takılmaya başladığını oradan aldığı direktiflere göre yaşam tarzını değiştirdiğini haber almış, davalının ve ailesinin zikir ayinlerine, sohbet toplantılarına ve gizli görüşmelere katıldığını acı şekilde öğrenmiştir. (Mesajlar ektedir) Davalı eş hacı-hocandan ve ailesinden aldığı direktiflerle yaşamaya başlamış ve davacı müvekkilimiz eşini bu şekilde yaşaması için sürekli baskı altında tutmuştur.
3-Davalı-karşı davacı Adana da açmış bulunduğu boşanma davasından feragat etikten sonra taraflar bir süre birlikte yaşamış yine müvekkilimiz eşini mutlu etmek için onu tatile götürmüş orda da davalının huzursuzluk ve tartışmaları devam etmiş ve tatilden erken dönmek zorunda kalmışlardır. Davacı –karşılık davalı müvekkilimizin bu süre zarfında davalıya hakaret ettiği, küfür ettiği, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı,çalışmasına,evden dışarı çıkmasına,izin vermediği onu tehdit ettiği,ailenle görüşmeyeceksin,onlarını unutacaksın sana bu hayatı zehir edeceğim yönündeki isnatları ise gerçekleri örtmek ve mahkemeyi yanıltmak için davalının uydurduğu aslı astarı olmayan beyanlardan ibarettir. MÜVEKKİLİMİZ VE AİLESİ SON DERECE KİBAR VE SAYGILI İNSANLARDIR. DAVALI-KARŞI DAVACININ DİLEKÇESİNDE İLERİ SÜRDÜĞÜ KÜFÜRLER HELE HELE MÜVEKKİLİMİZİN MÜŞTEREK ÇOCUĞA DAHİ KÜFÜR ETTİĞİ YÖNÜNDEKİ BEYAN AKIL VE İZANLA AÇIKLANAMAYACAK KADAR YAŞANANLARDAN VE GERÇEKLERDEN UZAKTIR. DAVALI BURADA MÜVEKKİLİMİZE NASIL KUSUR İZAFE EDERİM SAİKİ İLE HAREKET EDEREK ADETA KANUNDA YAZILI BOŞANMA SEBEBİ OLABİLCEK VE FAKAT ASLA YAŞANMAYAN TÜM NEDENLERİ UYDURMAK ZORUNDA KALMIŞTIR KANATTİNDEYİZ. Davalı-karşı davacı 24.09.2021 tarihinde yine müvekkilimizin işyerinde olduğu sırada ailesiyle gelip kendisine ait olan ve olmayan bütün ev eşyalarını alarak müşterek haneyi tamamen boşaltmıştır. Müvekkillerimizin akrabaları bu olaylara bizzat şahit olmuşlardır.
4-Davacı-karşılık davalı müvekkilimiz evlilik birlikteliğinin bir eş olarak kendinse yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirmiş ,eşin ve müşterek çocuğunun her türlü ihtiyaçlarını karşılamış ve hiçbir şeylerini eksik etmemiştir.Eş hastalanığınd asabahlara kadar hastanede ve evde başında beklemiştir.Eve gerek kendisi yalnız olarak ve gerekse de eşiyle birlikte kolilerle ve poşetlere ev için ihtiyaç duyulan her şeyi taşımıştır. DAVACI MÜVEKKİL DEĞİL SADEC EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE, BOŞANMA DAVASI AÇIILDIKTAN SONRA BİLE HER HAFTA ADANA’YA KADAR GİTMEKTE,MÜŞTEREK ÇOCUKLA İLGİLENMEKTE VE İHTİYAÇLARINI GİDERMEKTEDİR.EVLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN HEM EŞİNİN HEMDE MÜŞTEREK ÇOCUĞUN EN UFAK BİR İHTİYACANI BİLE EKSİK ETMEMİŞTİR.MÜVEKKİL TAM MANASI İLE İDDİANIN AKSİNE EVİNE BAĞLI VE SORUMLU BİR EŞ OLMUŞTUR.
5-MAHKEMENİZİN DE GÖZLEMLEYECEĞİ VE TAKDİR EDECEĞİ ÜZERE DAVALI-KARŞI DAVACININ TÜM BEYANLARI, ZAMAN VE MEKANDAN SOYUT, KANUNDAKİ TÜM BOŞANMA NEDNELERİ HAVİ, GENEL GEÇER VE SAİK İÇERMEYEN BEYANLARDAN İBARETTİR. Şöyle ki;
Davacı müvekkilimiz eşinin ailesine gitmesine hiçbir zaman engel olmamış zaten davalı-karşı davacı da giderken veya dönerken de müvekkilimize danışmamıştır. İstediği zaman gitmiş ve istediği zaman gelmiş hatta müvekkil bile onu defalarca ve nerdeyse her hafta götürüp getirmiştir.
Davacı-karşılık davalı müvekkilimizin davalıya fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI DAVRANDIĞI, HAKARET TEHDİT VE SİNKAFLI KÜFÜRLER ETTİĞİ YÖNÜNDEKİ TÜM SUÇLAMALAR VE BEYANLAR ASILSIZDIR VE BOŞANMA DAVAMIZDA DAVALI-KARŞILIK DAVCAININ KENDİ KUSURUNU ÖRTMEYE ÇALIŞMANIN ÇABASIDIR. DAVALI YAN TÜM OLAYLARI ÇARPITARAK AKTARMIŞTIR Kİ DİNLETECEĞİMİZ TANIKLAR VE SUNACAĞIMIZ BELGELER VASITASI İLE YAŞANAN GERÇEK DURUMU İSPATLAYACAĞIZ.
ZİYNET EŞYALARINA KARŞI CEVAPLARIMIZ:
1-Kabul etmek anlamına gelmemek üzere öncelikle davacının dava dilekçesinde iadesini veya bedelini talep ettiği ve düğün sırasında takılan altınların cins, sayı, miktar ve adedi bu kadar olmadığı gibi nitelikleri de davacının iddia ettiği şekilde değildir. Düğün CD si mahkemeye ibraz edildiğinde ve CD incelendiğinde iddiamız sübut bulacaktır.
SANİYEN ZİYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASI BOŞANMANIN FERİ NİTELİĞİNDE OLMADIĞINDAN NİSBİ HARCA TABİDİR. DAVALI-KARŞILIK DAVACI NİSBİ HARC YATIRMADAN BU DAVAYI AÇMIŞTIR ÖNCELİKLE EKSİK HARCIN TAMAMLANMASI GEREKMEKTEDİR. AYRICA BU DAVA İLE BOŞANMA RASINDA İRTİBAT OLMADIĞINDNA TEFRİK KARARI DA VERİLMESİ GEREKİR.
2-MİKTAR, CİNS,SAYI VE NİTELİKLERİNE İTİRAZ ETTİĞİMİZ ALTINLARI DAVALI-KARŞI DAVACI BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİNDE DE BEYAN ETTİĞİMİZ VE BİLDİRDİĞİMİZ ÜZERE EVİ TERK ETTİĞ TARİHTE VE EVDE KİMSE YOK İKEN MÜVEKKİLİMİZİN İŞYERİNDE OLDUĞU SIRADA BERABERİNDE GÖTÜRMÜŞTÜR.
3-Türk Medeni Kanunun 6.maddesi hükmü uyarınca “ kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer.
DAVACI, DAVA KONUSU EDİLEN ZİYNET EŞYASININ MÜVEKKİLMİZDE KALDIĞINI İLERİ SÜRMÜŞTÜR. ZİYNET EŞYALARI MÜVEKKİLMİZDE KALMAMIŞTIR. ALTINLARIN TAMAMI DAVALI-KARŞI DAVACI TARAFINDAN EVİ TERK EDERKEN BERABERİNDE GÖTÜRÜLMÜŞTÜR.
HAYAT DENEYLERİNE GÖRE OLAĞAN OLAN BU ÇEŞİT EŞYANIN KADININ ÜZERİNDE OLMASI YA DA EVDE SAKLANMASI, MUHAFAZA EDİLMESİDİR. DİĞER BİR DEYİMLE BUNLARIN MÜVEKİLLİMİZİN ZİLYETLİK VE KORUMASINA TERK EDİLMESİ OLAĞANA TERS DÜŞER.
4-DİĞER TARAFTAN ZİYNET EŞYASI RAHATLIKLA SAKLANABİLEN, TAŞINABİLEN, GÖTÜRÜLEBİLEN TÜRDEN EŞYADIR. BU NEDENLE EVDEN BOŞANMAYI TASARLAYARAK AYRILAN DAVALI-KARŞI DAVACININ BUNLARI ÖNCEDEN GÖTÜRMESİ, GİZLEMESİ HER ZAMAN MÜMKÜN OLDUĞU GİBİ EVDEN AYRILIRKEN ÜZERİNDE GÖTÜRMESİ DE MÜMKÜNDÜR. BUNUN SONUCU OLARAK ZİYNET EŞYALARININ KADININ ÜZERİNDE OLDUĞU KABUL EDİLMELİDİR
DAVACI DAVA KONUSU ZİYNET EŞYASININ VARLIĞINI, EVİ TERK EDERKEN BUNLARIN ZORLA ELİNDEN ALINDIĞINI VE GÖTÜRÜLMESİNE ENGEL OLUNDUĞUNU, EVDE KALDIĞINI İSPAT YÜKÜ ALTINDADIR.
Bu nedenlerle de davalı-karşı davacının taleplerinin reddi gerekir inancındayız.
5-Davalı diş teknikeri olup çalışabilecek durumdadır. Hatta çalıştığı halde bağlı olduğu tarikata daha fazla gidebilmek ve müvekkilimize ekonomik açından zarar vermek için işyerinden ayrılmıştır. Bu nedenle nafaka talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Buna karşılık davacı müvekkilimiz halen ………………… Limited Şirketi’nde asgari ücretle çalışmaktadır. Davalı müşterek evdeki bütün eşyaları boşalttığı için ev oturulamaz hale gelmiştir. Müvekkilimiz davalıyı mutlu etmek için çekmiş olduğu ve halen ödemekte olduğu banka kredileri yüzünden batak durumdadır. Müvekkilimizin aylık ödemesi yaklaşık 10.000,00-TL yi bulmaktadır. Bütün bu durumlar müvekkilimizin ekonomik olarak mahvına sebebiyet vermiştir.
Bütün bu geçimsizliğin oluşmasında müvekkilimizin hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Bütün bu iddialarımızı ispatlayacağız. Müvekkilimiz ile davalı taraf arasındaki evlilik birliği davalının tamamen ağır kusurlu davranışları neticesinde temelinden sarsılmış ve birliğin devamına imkân vermeyecek niteliktedir.
Netice ve İstem :Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;
1-Davacı-karşı davalının tüm itirazlarının reddi ile DAVAMIZIN KABULÜNE ve KARŞI DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı-Karşı davacının ziynet eşyalarına yönelik taleplerindeki eksik nisbi harcın tamamlattırılmasına, bu talep yönündeki talebin tefriki ile ayrı bir esasa kaydına ve davanın reddine,
3-Müşterek küçük çocuğunun velayetinin davacı müvekkilimize verilmesine olmadığı takdirde tarafların ayrı şehirde olmaları nazara alınarak şahsi münasebet tesisine,
4-Davalı-karşı davacının çalışabilecek durumda olması ve müvekkilimizin içinde bulunduğu zor ekonomik kuşular nazara alınarak tedbir nafakası talebinin reddine, olmadığı takdirde asgari meblağ üzerinden tayin ve takdirine, karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 02.12.2021
Cevaba Karşı Davaya Cevap Veren
Davacı-Karşı Davalı Vekilleri
Av.NUH NACİ ÖZKAN
Sayfamızı ziyaret edebilirsiniz ; Adana Boşanma Avukatı