Cinsel Taciz ve Özel Hayatın Gizliliği Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği

Av.Naciozkan

Cinsel Taciz ve Özel Hayatın Gizliliği Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği; Tutukluluk, bir kişinin suç işlediği şüphesiyle, yargıya sevk edilmeden önce, özgürlüğünden yoksun bırakılması demektir. Tutukluluk, ancak suçun ağırlığı, kaçma ve delilleri karartma tehlikesi gibi nedenlerle, adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı durumlarda uygulanabilir.

Cinsel taciz ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları, Türk Ceza Kanunu’nun 105. ve 134. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu suçlar, mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal eden veya özel hayatına müdahale eden suçlar olarak kabul edilir.

Cinsel taciz ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından tutuklanan kişi, tutukluluğa itiraz dilekçesi vererek, tutukluluğunun kaldırılmasını talep edebilir.

Cinsel Taciz Ve Özel Hayatın Gizliliği Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği
Cinsel Taciz Ve Özel Hayatın Gizliliği Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği 2

Cinsel Taciz ve Özel Hayatın Gizliliği Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği

Cinsel Taciz ve Özel Hayatın Gizliliği Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği ;

ADANA NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
Gönderilmek Üzere
9. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
                     ADANA                   

                                                        
DOSYA NO          : 
SANIK                  :
MÜDAFİ              : Av. Nuh Naci ÖZKAN-ADRES ANTETEDİR
KONU                   : Tutuklama kararına itirazımız ile tahliye talebi içerir dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR:

Sanık  ………..  hakkında Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Cinsel Taciz suçundan Adana 9. Asliye Ceza Hakimliği tarafından hükümle birlikte tutuklama kararı verilmiştir.  Sanık Müvekkilim duruşmada  samimi beyanlarda bulunarak her türlü detayı anlatmıştır. Bu suçtan dolayı çok pişman olduğunu dile getirmiştir.

Eş deyişle, somut olayda başka bir önlemle ya da güvenlik tedbiriyle (örneğin adli kontrolle) bir sonuca ulaşılabilmesi mümkünse tutuklamaya karar verilemeyecektir. TUTUKLAMA İSE BİR KORUMA TEDBİRİDİR; BİRER CEZA DEĞİLDİR. Alınan ceza ve hali hazırdaki koşullar göz önüne alındığında sanığın yatarı uzun süreli hapis değldir. Gerekçeli karardan sonra istinaf edeceğimiz üzere dosyanın istinaf aşaması göz önüne alındığında tutukluluk süresi çok uzun sürelere tekabül edecektir. Buda sanıkta ağır mağduriyetler yaşatacaktır. Ayrıca, tutuklama kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesindeki koşullarla Anayasa’nın 19/3 hükümleri de dikkate alınarak verilmelidir. Ceza Muhakemesinin sağlıklı işleyişi açısından bir koruma tedbiri olarak öngörülen Tutuklama en son seçenek olmalıdır.

Tutuklamanın sadece bir güvenlik tedbiri ve son çare olan bir güvenlik tebdiri olması göz önünde bulundurulduğunda, kaçma ve delilleri yok etme anlamında herhangi bir yola bavurmayan ve böyle bir şüphesi de bulunmayan şüphelinin tutuklama ile hürriyetinden yoksun bırakılması gerek T.C. Anayasasına gerekse de AİHS’ne açıkça aykırıdır. AİHM de içtihatlarında tutuklamanın en son önlem olarak uygulanması gerektiğinden bahsetmekte; başka bir önlemle tutuklamadan sağlanan yarar sağlanabilecekse, tutuklama yoluna gidilmemesi gerektiğini söylemektedir. 
CMK 109’daki adli kontrol kurumunun tutuklamaya göre öncelikle uygulanması gerekir. Tutuklama en son tedbirdir. 
Sayın mahkemeniz, öncelikle adli kontrolü uygulamadan tutuklamaya hükmetmemelidir. Müvekkilimin hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmadan, bu tedbirden yarar sağlanıp sağlanayacağı tespit edilmeden doğrudan tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

Sanığın kaçma şüphesi söz konusu değildir. Sanık daha önce yurtdışına çıkmamıştır. Pasasortu dahi yoktur. Dolayısıyla kendisinin kaçma şüphesi bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır.  Zira soruşturmanın bu evresinden sonra toplanılacak deliller şüphelinin ulaşamayacağı, etki edemeyeceği delillerdir. Ayrıca bu aşamadan sonra toplanılacak delillerin şüphelinin lehine olacağı da aşikardır. Kaçma ve delilleri yok etme şüphesi bulunmayan, adli kontrol hükümleri uyarınca serbest bırakıldığı takdirde tüm yükümlülükleri gereği gibi yerine getirecek olan, daha önce herhangi bir suça karışmayan şüphelinin tutuklu kalması aşırı bir tedbir olup, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına, mahkemeniz aksi kanaatte ise ADLİ KONTROL hükümleri uyarınca serbest bırakılmasına karar verilmesini isteme gereği hâsıl olmuştur.
Her ne kadar hüküm özetinde tutukluluğa ilişkin itiraz merci belirtilmediği için ağır ceza mahkemesine itiraz zorunluluğumuz hasıl olmuştur. 

İSTEM VE SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle ve Sayın Mahkemenizin re’sen takdir edeceği nedenlerle;
-Sanık hakkında verilen Tutuklamaya ilişkin kararın İTİRAZEN KALDIRILMASINA ve SANIĞIN SALIVERİLMESİNE,
-Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise CMK m.109 ve diğer hükümler gereğince tutuklama tedbirinin ADLİ KONTROLE çevrilmesini sanık müdafi olarak saygılarımla arz ve talep ederim. 31.05.2023


                     Sanık Müdafi
Av. Nuh Naci ÖZKAN

EKİM 10, 2023

AV.NACİOZKAN

İlginizi çekebilir; Ceza Hukuku Avukatı İle Cinsel Taciz Suçları İçin Dava Açılır Mı?


                              

Yorum yapın

Hemen Ara